Bir İzin Peşinden Toroslar / 6 (SON)

2 Eylül 2011

Vee turun son gününe geldik. Nerde kalmıştık? Pozantı manzaralı ormanda !
Sabah kalkıyorum hava birazcık serin… Suyum çok az kaldı.. Bulaşıklarımı yıkayamıyorum bu da biraz moralimi bozuyor. Tencereyi çantaların içine koymak yerine bagajın en üstüne bağlıyorum. Çadırımı toplayıp Pozantı’ya doğru kalan inişimi bitiriyorum. Pozantı’dan defalarca geçmişliğim vardır fakat yalnızca bir kere içine girmiştim. Bu ikinci olacak ve bu sefer daha fazla vakit geçiriyorum. erken saatte açık olabilecek bir çorbacı arıyorum.
Sabah sabah mercimek çorbası içmek bana çok iyi geliyor. Rica ediyorum bulaşıklarımı da yıkıyorlar :) Daha doğrusu bulaşıklarımı yıkamak için lavabolarını kullanmamı rica ediyorum ama tenceremi kaptıkları gibi kendileri yıkıyorlar :) Ha çorba da sadece 2.5 TL… Ah Alaçatı’da 5 TL’ye ödediğim çorba paralarını düşünüyorum da…
İsmail’i arıyorum onlarda Tekir yaylasında çorba içiyorlarmış.  Yolda yemek üzere bir ekmek alıp yola koyuluyorum. İsmail’ler bana yolda her türlü yetişir zaten…
Neyse yolu buluyorum… Yola sathi kapmala yapmışlar. Yol kenarında piknik yapan aileleri görünce buraların biraz olsun hareketlendiğini anlıyorum. Eh bu hareketlilikle beraber etrafta çöp görme olasılığı da doğru orantılı olarak artıyor :/
Arkadan haldır huldur sesler gelmeye başladı. Bu sesi tanıyorum dişli lastiklerin yüksek süratte asfaltta çıkardıkları  vınlama sesi ve her pedal çevirişte ritmik olarak yükselip alçalıyorlar.
Kask aynamdan baktığımda İsmail ve arkadaşı Mehmet’i görüyorum. yardırmış geliyorlar :)
Hemen bisiklet üzeri hasret giderme, bisikletten inmeden başlıyoruz muhabbete. Ne var ne yok? En son ne zaman geldim buralara? Adana’da millet napıyor v.s…
İsmail’le en son turun en başında görüşmüştük. Tam Ürgüp’ün o ciddi yokuşunu tırmanıp ana yola çıkmıştık ki elit erkekler yarışına girmek için yine yardırmış gelen iki tip… İsmail’e seslenmesem tanıyacağı yoktu beni :) Orada da hızlı bir hasret giderme, nereye gideceğimi falan konuşup Taşdurmaz için plan yapmıştık. Şimdi de planı gerçekleştiriyoruz :)
İsmail bana bu rotayı tamamlayabileceğimden emin olup olmadığımı soruyor ben de daha önce burayı bi kaç kere geçtiğimi ve gözüm kestiği için geldiğimi söylüyorum :) Hatta o deli rampada yüklü bisikletin nasıl avantaj olduğunu sonradan hep beraber şahit oluyoruz :)

İşte o güzel yerlere geliyoruz yavaş yavaş…


Turun son günü tam bomba oluyor. Yüklü bisikletle geçmek gayet keyifliymiş. Mutlaka başka bir zaman tekrar geçeceğim…


Şimdi bu  geçtiğimiz yollarında geçmişe dayanan bir tarihi var elbet. Fakat ben çok ayrıntıya girmeyeceğim. Yalan yanlış bilgiler vermek istemiyorum. Detaylı bilgilere internet üzerinden ulaşabilirsiniz.

Bu yol 1. Dünya savaşında Bağdat demir yollarının Toroslardan geçen kısmını yapmak için açılmıştır. Zaten yol boyunca sağ tarafınızdaki dağın içinden bir demir yolu tüneli geçmektedir. Ara ara havalandırma bacaları ve köprüler gözümüze çarpıyor. Yolun sol tarafında uçurum olmayan yerlerde inşaat esnasında, çalışanların barınma v.b ihtiyaçların giderilmesi için yapılmış binaların yıkıntıları bulunmakta. Yani bu yol bir bakıma da tarih kokuyor !

 

İşte tam burada yüklü bisiklet ile hafif bisiklet arasındaki fark ortaya çıkıyor. Bizimkiler bu gevşek zeminde çok fazla yol alamazken benim arka teker üzerinde fazla yük olduğundan çok az teker kaydırarak ilerleyebildim. Fakat belirli bir yerden sonra ben de gidemez oldum ve bisikleti elime alıp ittirerek çıkmaya başladım.

Yoldan biraz bahsetmek gerekirse arazi şartlarında bisiklet kullanmayı seven insanlar için mükemmel bir yol. Yüklü bisikletle bile bu derece keyif alabileceğimi düşünmezdim. Zor ve bir o kadar zevkli. Tehlikeyi de göz önünde bulundurarak hareket etmek gerek.

Veee etabın en zor bölümünü geçmenin heyecanını yaşıyorum :)

Bundan sonraki kalan yol geride bıraktığımız kesime nazaran daha düzgün. Güzel manzara eşliğinde yol almaya devam ediyoruz.

Kapıkaya !
Bu geçtiğimiz Taşdurmaz yolunu ve Kapıkaya’yı Özlem’e göstermeyi çok istiyordum fakat kısmet değilmiş. Kapıkaya’yı göstermem gereken başka kimse olmadığından dolayı rotamı rahatlıkla değiştirebilitim. Normalde kamp alanı o vadinin içiydi. Şimdi direk Tarsus’a geçip orada üniverste arkadaşım Ramazan’ı görüp akabinde tren ile Mersine geçebilirim. Mersin’de bisikletten arkadaşım Zerrinle buluşacağım.

Vee İsmail’le Mehmet’ten ayrılma vakti. Hacıkırı Köyü’nde ayrılıyoruz. Onlar Karaisalı üzerinden Adana’ya dönecekler.  Karaisalı benim üniversiteyi okuduğum yerdi. Ben yolu kısaltmak için direk batıya doğru pedal çevireceğim.

Alman Köprüsü (Varda Köprüsü)

Gps’den gideceğim yola bakıyorum. Genel anlamda az eğimli iniş gösteriyor. Tam aradığım şeydi. Fakat yola girince her şey o kadar toz pembe olmadı. kaplama asfalttan stabilizeye dönüştü ve ciddi karşı rüzgarlarla boğuşmak zorunda kaldım… Keşke alt yoldan gitseydim diye çok hayıflandım.

Bu yapı Karaisalı’dan gözüküyordu. Ve iki sene boyunca ne olduğunu merak ediyordum. Artık daha yakından inceleyebiliyorum. aslına bakılırsa çok merak edilecek bir yapı değil ama bende çok farklı bir yeri vardı :)

Ve ana yolda çıkıp Tarsus’a doğru çok daha hızlı bir şekilde yol alıyorum.

Asfaltta yol almak çok farklı bir duygu oluyor benim için. Ve tur bitiyor. Düşünüyorum geçtiğim yerleri yaşadığım anırları…

Tarsus’a geçiyorum.

Tarsus’da en çok sevdiğim üniversite arkadaşlarımdan Ramazan ile buluşup hasret gideriyorum.

Ardından aynı günün gecesi tren ile Mersin’e geçip bisikletten arkadaşım olan Zerrin’le buluşuyorum. Mersinde dolu dolu 2 günüm geçiyor.

Otobüs biletim Adana’dandı. Son gün yine tren ile Adana’ya geçip üniversite zamanlarından tanıdığım çok iyi arkadaşlarımdan biri olan Mustafa abi ile buluştuktan sonra Adana’da turumu noktalıyorum.

Arkadaşlar böylelikle Toros faaliyetimin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Başta kafası kırık herif Yuriy’e, turun tamamında bulunamayan Özlem’e ve yol boyunca karşılaştığım, görüştüğüm tüm dostlara teşekkür ediyorum. Başka bir faaliyette görüşmek üzere !

Gps Verileri:

6. gün rotasını buradan indirebilirsiniz…

Coğrafi Veriler:

İlgili yazılar:

  • Bir İzin Peşinden Toroslar / 1
  • Bir İzin Peşinden Toroslar / 2
  • Bir İzin Peşinden Toroslar / 3
  • Bir İzin Peşinden Toroslar / 4
  • Bir İzin Peşinden Toroslar / 5



  • Oktay

    sabahtan beri yazının tamamını okuyacağım diye bi iş yapmadım hee saat kaç olmuş :) on numara ve bir o kadarda zor bir tur olmuş , sınırları zorlamak diye buna denir. bu tip yollarda yol almak bazen psikolojik bir savaşa dönüşüyor ama çok keyifli bi yazıydı , faydalı bilgiler vermeyide ihmal etmemişsin. bir çok kişi için rehber niteliğinde . Teşekkürler Enes..

    • Enes

      Sağolasın abicim.

  • Erdal Yaman

    Çok güzel ve faydalı bir paylaşım olmuş, çok teşekkürler. O bölgeye ileride yapacağım gezi için de çok yararlanacağım bilgiler var. Yaşamanın yanında paylaşmanın da ne kadar önemli olduğunu gördük. Elinize, kaleminize, yüreğinize sağlık :)))